Bütünsel Uyku Danışmanlığı yaklaşımında her bebeğe ve aileye standart bir davranışsal yöntem uygulanmaz. Çünkü her aile ve bebeğin durumu farklıdır, dolayısıyla her durum için farklı sorunlar ve farklı çözümler gerekir.
Uyku eğitimi adı altında uygulanmış ya da hala uygulanmakta olan bazı davranışsal metodların bebeğin yalnız bırakılarak ağlamasına izin verilmesini önerdiğini duymuş olabilirsiniz. Ve bu sizin, uyku eğitimi sözünü duyunca bile rahatsız olmanıza neden olmuş olabilir. Bu çok doğal, çünkü başta anne olmak üzere, bebeğe bakım veren bir insan için, yaşamak için size muhtaç bir bebeğin ağlamasına hiç bir yanıt vermemek en hafifinden üzücü ve çoğunlukla acı verici, yıpratıcı bir durumdur. Çünkü iç güdülerimiz bize tam tersini yapmamız gerektiğini söyler. Bu tür yöntemler bebeğin duygusal ihtiyaçlarını göz ardı ederek, onun bakım verene ve hayata duyması gereken güveni zedeleyebilir.
Bütünsel uyku danışmanlığı bu yöntemleri kullanmaz. Ama bu demek değildir ki danışmanlık sürecinde bebeğiniz hiç ağlamayacak.
Bu noktada bebeğinizin ağlamasının ne ifade edebileceğinden ve ağlamanın ona bir zararı olup olmadığından bahsetmek istiyorum.
Ağlamak bebeklerin, tabi ki henüz dil ifadeleri gelişmediği için, beden dili ve yüz ifadeleriyle birlikte kullanabilecekleri en önemli iletişim araçlarından biridir. O zaman bebekler hangi durumlarda ağlar, bunlara bir bakalım:
Açlık
Bezinin kirlenmiş olması
Uykusuzluk
Çok sıcak ya da soğuk
Çok fazla uyaran (yorgunluk,gerilim)
Çok az uyaran (sıkılma)
Bir yerinin acıyor, ağrıyor olması (hastalık?, el ya da ayak parmaklarına bir şey dolanmış mı?, giysi etiketi?, batan bir şey?, diş çıkarma?, gaz sancısı?)
Korkmak (örneğin ani, yüksek sesler)
Daha önceden yaşadığı bir deneyimin (anne karnında ya da doğum sırasında bile olabilir) geriliminin boşalımını sağlamak
Kolik
Gördüğünüz gibi ağlamak pek çok işe yarayabilen, hem bir iletişim biçimi ve yardım isteme, hem de duygusal sağaltım yöntemidir. Bu listeye bakarak bebeğinizin sık sık ağlamasının doğal ve hatta son maddeye bakarak bazen gerekli olduğunu anlayabilirsiniz.
Bebeğinizin hangi nedenden dolayı ağladığını, zaman içinde onunla uyumlanarak, onu gözleyip dinleyerek ve bazı işaretleri fark ederek anlamaya ve ona ihtiyacı doğrultusunda yanıt vermeye başlayabilirsiniz.
Uyku danışmanlığı sürecinde de, ağlama genellikle, bebeğinize alışık olduğu uyku desteğini, değiştirerek ya da azaltarak verdiğiniz için olmaktadır. Yani bebeğinizin uykusu vardır ve sizin onu her zamanki gibi uyutmanızı beklemektedir ve bunu tam olarak alamadığı için sizi protesto etmektedir! Değişim hiç kimse için kolay değildir…Ama şefkat ve tutarlılıkla, yavaş yavaş yapılan değişikliklerle, bebeğiniz yeniliklere her zaman adapte olabilir.
Yapmanız gereken, şefkatli ve sakin bir şekilde, bebeğinizin yanında olmak, gereken en uygun desteği vermek ve onu rahatlatmak, sakinleştirmektir. Burada “en uygun destek” derken, ne ihtiyacından azını, ne de ihtiyacından fazlasını demek istiyorum. Çünkü müdahale az olduğunda bebeğiniz sakinleşmez, ama aşırı olduğunda da bebeğinizin kendi kendine sakinleşme kapasitesinin de gelişmesini engellemiş oluruz.
Sonuç olarak, bebeğinizin giderilmesi gereken açlık, altını kirlenmesi, ağrı-acı duyması vb. durumlarında, ihtiyaçlarını karşıladığınızdan emin olduktan sonra ağladığı zamanlarda ona gereken desteği sağladığınız sürece, ağlamanın bebeğinize bir zarar vermediğini bilmenizin, hem uyku danışmanlığı sürecinde hem de genel olarak tüm ailenizin yaşamında daha rahat ve daha az stresli olmanızı sağlayacağını düşünüyorum.
Bebeklerimiz ağlayarak bize bir şeyler anlatmak istiyor ve yardım bekliyor. Ağlama ile ilgili kendi duygu ve düşüncelerimizi (korku, panik?) anlamaya ve çözümlemeye çalışmanın, bu konuda hem toplum tarafından dayatılan hem de kendi geçmişimizden gelen şartlanma ve tetiklenmeleri fark ederek sorgulamanın ve bebeğimize odaklanarak onun ihtiyaçlarını anlamanın, kendimiz ve bebeğimiz için yapabileceğimiz en önemli işlerden biri olduğunu düşünüyorum.